31 Aralık 2013 Salı

Üzgünüm Bayım Size Mutlu Yıllar Demiyeceğim

Üzgünüm Bayım,

Bu akşam, ne yazık ki "Kimseye Mutlu Yıllar" demiyeceğim, Yeni yıldan da hiçbirşey beklemiyorum ne hali varsa görsün, önceki yıllardan ne gördük te 2014'ten birşey bekleyelim, siz istediğiniz kadar dilek tutun ben tutmayacağım, çünkü değişen hiçbirşey olmuyor hayatımda, günlerim her zamanki gibi aynı geçiyor, insanlar aynı, yalanlar aynı, kandırılanlar aynı, milleti soyup soğana çevirenler aynı ve buna rağmen bunları görmezden gelenler aynı, özlediğimiz insanlar yine uzakta olacaklar, sevmediğimiz insanlar yine burnumuzun dibinde kalacaklar, kadınlarımız yine sokak ortasında dayak yiyecekler, küçük yaştaki çoçuklarımızın yine bilmem kaç kişi tarafından tecavüze uğradığı haberlerini göreceğiz, ve hala Türk-Kürt diye ırkçılık yapan geri kafalı insanlar olacaklar, ve yine futbol maçlarında taraftarlar birbirini bıcaklayacaklar, ve yine insanlar takım tutar gibi babalarının oy verdiği partiye oy verecekler, ve yine cemaat hangi partiyi tutarsa o parti birinci gelecek, ve yine oy için Din ön plana çıkacak, ve yine çoğu insan umudunu şans oyunlarına bırakacak, ve yine Batıda Polis mudahale edince Katil ilan edip yuhlanacak Doğuda aynı şekilde mudahale edince KAHRAMAN ilan edip ayakta alkışlanacak... bunlar ve buna benzer şuan beynimin içinden geçen milyonlarca sebeb sayabilirim sizlere "Mutlu Yıllar" dememek için...

Ferit AKCAN

22 Aralık 2013 Pazar

Yalvarırım sana, şarkına devam et, beni de kovma


"Yalvarırım  sana, şarkına devam et, beni de kovma." Quasimodo ise yine diz üstü ve ellerini bitirmişti, dua eder gibi duruyordu. Baştan ayağa dikkat kesilmişti, soluk bile almıyordu adeta. Gözlerini kızın parlak gözbebeklerine dikmişti. Şarkıyı onun gözlerinden dinliyordu sanki.

Bir başka sefer de utangaç ve beceriksiz bir eda ile kızın yanına geldi. Güçlükle konuşarak:

"Dinle beni, sana söyleyeceğim var," dedi.

Esmeralda:

"Seni dinliyorum," demek ister gibi bir işaret yaptı. O zaman Quasimodo içini çekti, dudaklarını araladı, bir an konuşmaya hazır göründü. Sonra kıza baktı. "hayır" manasına gelen bir başka hareketi yaptı. Başını elleri arasına alıp Esmeralda'yı hayretler içinde bırakarak yavaş yavaş çekildi, gitti.

...

NOTRE DAME'IN KAMBURU (Viktor HUGO)

17 Aralık 2013 Salı

Yolu yarılayan kadınlar


Yolu yarılayan kadınlar, duygularını yaşamasını bilir.

Davranışları sebepsiz değildir.

Kalbi kırıldıysa ağlar, ağlayışının sebebi
erkeğin ona sunacağı sevgi değildir.

Mutluysa kahkahalar atar, gözleriyle taa
derinlere bakar ancak gülüşünün sebebi dikkat çekmek değildir.

Seviyorsa kıskanır, kıskanç oluşunun
sebebi kendine güvensizlik değildir.

Üzgünse omuz arar, destek istemesi çaresizliğinden değildir.

Suskunsa sebebi vardır, veda vaktinin geldiğini bildiğindendir.

Siz sebebini ararken o çoktan anlayıp kendi yoluna gidendir.

Her gidiş kadını daha da kadınlaştırır.

Gidenin ya da gelmeyecek olanın
ardından bakacak kadar hayatın uzun olmadığını anlamıştır.

Ve erkeği, böyle bir kadının gidişi kendine getirir.

Ve gizem kadına en çok bu yaşlarda
yakışır ve bu yaşlarda kadın, kadındır.

11 Aralık 2013 Çarşamba

Bir annenin kayıp kızı için Tanrıya sitemi

...
Zavallı kadın:

"Kızım evladım..!" diyordu. "Benim zavallı yavrucuğum! Seni artık hiç göremeyeceğim demek. Herşey bitti demek artık! Halbuki bütün bunlar dün olmuş gibi geliyor bana! Tanrım, ulu Tanrım, madem elimden bu kadar çabuk alacaktın, ne diye verdin onu bana? Çocuklar annelerinin etinden, kanından bir parçadır, çocuğunu kaybeden bir ana da artık Tanrı'ya inanmaz olur, bunu bilmiyor musun? Ah, ne ettim de o gün sokağa çıkasım tuttu? Tanrım, yavrumu böylece elimden aldığın sırada, hiç beni onunla bir aradayken seyretmedin mi? Onu bağrımda nasıl sevinçle, neşeyle ıssıtığımı, meme emerken onun bana nasıl gülümsediğini, ninik ayaklarını göğsümün  üstünden ta dudaklarına kadar nasıl götürdüğünü görmedin mi?

Ulu Tanrım, bunları görmüş olsaydın sevincim karşısında merhamete gelir, yüreğimde kalan tek sevgiyi böylece, elimden almazdın? Tanrım, o kadar fena insan mıydım ki, bana bu kötülüğü reva görmeden bir kerecik olsun yüzüme bakmadın ? İşte, yavrumun patiği burada, ama ayağı nerede? vücudu nerede? Kendisi nerede? Kızım, evladım, seni ne yaptılar? Tanrım, geri ver onu bana. Tam onbeş yıl sana yalvara yalvara dizlerim yara içinde kaldı, bu kadarı yetmez mi artık? Geri ver onu bana, bir gün, bir saat, bir dakikacık olsun geri ver onu bana Tanrım! Sonra da beni ebediyen ceheneminde yak! Eteğinin bir parçası nerede süründüğünü bir bilsem, iki elimle ona yapışır, ta çocuğumu bana verinceye kadar eteğini bırakmazdım. Onun minicik patiğine olsun acımıyor musun, Tanrım? Zavallı bir anayı tam on beş yıl böyle azap çekemye nasıl mahkum edebilirsin? Ey meryem Ana! Göklerin iyi kalpli bakiresi! Benim İsa'mı yediler kanını yedileri kanını iştiler, kemiklerini çiğnediler! Ey iyi niyetli Meryem Ana, sen bana acı! Kızım, yavrum lazım bana! ama o şimdi cennetteymiş, ne umurumda? Ben senin meleğini değil kendi evladımı istiyorum! Bir dişi aslanım ben, yavru aslanımı istiyorum!

Yerlerde sürünerek kıvranacağım, kafamı taşlara vura vura kıracağım. Lanete uğrayacağım, ama çoçuğumu vermesen, sana da lanet edeceğim...

...

NOTRE DAME'IN KAMBURU (Viktor HUGO)

5 Aralık 2013 Perşembe

Sokrates diyor ki "Sorgulanmamış bir hayat süren insanların hayatı, kendi ellerinde yada kendi kontrollerinde değildir. Onların denetimi dışarıdan gelmektedir" bende diyorum ki bu denetimi elimize almanın zamanı gelmedi mi? neden birşeyleri sorgulamaktan çekiniyoruz? neden putlaştırılmış düşünceleri yıkmaktan çekiniyoruz ve öylece kabul ediyoruz?, birileri tarafından kontrol edilirken bir insan ne kadar kendisi olabilir ki? ve yine aynı şekilde bir insan kendisi değilken nasıl dürüstlükten, güvenirlikten bahsedebilir ki... ve daha nice nedenler sayılabilirim siz siz olmadıktan sonra...

                                                                                                                 Ötekileştirdiğiniz Çocuğum

4 Aralık 2013 Çarşamba

Kızlı erkekli ev meselesi

Biz kızlı erkekli aynı evde kalmayı savunmuyoruz, biz 18 yaşını doldurmuş hukuken özgür bireylerin tercihlerine saygı duymayı onların özel hayatına müdahale edilmemesi gerektiğini savunuyoruz. Bir şeyi savunmak istemek farklı bir şeydir, ona saygı duymak karışmamak farklı bir şeydir. Sadece kendi yararımıza olan hakları isteyip diğerlerine karşı çıkarsak yıllarca Kürtleri yok sayan zihniyetten ne farkımız kalır.